11 Ekim 2022 Salı

Eyvah Yalnızım

    Gecenin iyice içlerimize girdiği anda karanlık mutfaktaki buzdolabı kapısını açarken dolaptan yayılan ışık bedenimi aydınlatınca eyvah yalnızım çığlığı atmak istedim. Böyle anlarda hissettiğimi yorumlayabilme ve onu sahiplenme zahmetinden kurtulmak için zihnim üzerimde mutlak hakimiyeti olan bir şarkıyı açardım. Siv Jakobsen, Blanket.

    Burnumu soktuğum hikayenin başını da ortasını da kaçırdığımı farkettim. Kahvenin tadı güzel gelmişti, rüzgar esince üşümüştüm, sarmaşıkları incelemiştim, şaşırmıştım, sevinmiştim ama bir korku sarmıştı içimi. Bu korkuyu bir kere hissettim mi işler pek de iyiye gitmiyordu. İyiye gitmesini istiyordum, ezberlerimle yollarımı ayırmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştım ama korkumun ipini çekmek zorunda olduğumun işaretleri gelip kapıma dayanmıştı artık.

    Birkaç hayal kırıklığını bir araya toplayıp onları barıştırmayı istedim. Üretimden kalkmış sevdiğim bisküvinin artık olmayacağını anladığım an hava durumuna baktığımda 24 derece güneşliydi ve daha da üzgün olamam ayazı vardı. Ben bu anıya artık ellemek istemiyorum dediğim anda ise güneşin battığını doğrulayan boş şezlonglar geldi aklıma.

    Beni mahvetme konusunda yetkilendirdiğim şarkıyı açtım ve balkona çıktım. Artık her fırsatta balkona çıkıyordum.

Eyvah Yalnızım

    Gecenin iyice içlerimize girdiği anda karanlık mutfaktaki buzdolabı kapısını açarken dolaptan yayılan ışık bedenimi aydınlatınca eyvah y...